Anlatacak bir şeyin yoksa , Dinleyecek çok şeyin vardır, UmutEnginDeniz
YARATAN KORUR DEĞERLİ OLANI  
  BİR DÜNYA ŞAİRİ
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  ZİYARETÇİLERİN SAYISI
  İLETİŞİM
  Surrealizm galeri
  Metafizik galeri
  GOTTFRİED BENN
  MAYAKOVSKİ (1893 - 1930)
  BAHTİYAR VAHABZADE
  LOUIS ARAGON
  SALVATORE QUASIMODO
  JOSE MARTI 1853-1895
  *RAINER MARIA RILKE-1875-1926
  *ATTİLLA JOZSEF
  CZESLAW MILOSZ
  PABLO NERUDA
  PUSKIN
  JUAN RAMON JIMENEZ
  KONSTANTINOS PETROU KAVAFIS
  NECiP FAZIL KISAKÜREK
  NAZIM HİKMET RAN
  FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
  SEZAİ KARAKOÇ
  CAHİT KÜLEBİ
  SEDAT UMRAN (HOCA)
  ÖZDEMİR ASAF
  FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL
  AHMET HAMDİ TANPINAR
  ZİYA OSMAN SABA
  CEMAL SÜREYA
  ORHAN VELİ
  KARL KROLOW
  CRISTIAN MORGENSTERN
  TRISTAN TZARA
  CELAL SILAY
  ATİLLA İLHAN
  CAHİT SITKI TARANCI
  MAZLUM KENAN KÖSTEKÇİ
SEZAİ KARAKOÇ


SEZAİ KARAKOÇ (1933-...)


            Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde, 22 Ocak 1933’te doğmuştur.Babasının koyduğu isim olan Muhammed Sezai, bir karışıklık sonucu nüfus kayıtlarına Ahmed Sezai olarak geçmiştir.
            Çocukluğu, babasının işi sebebiyle Ergani, Maden ve Piran’da geçmiştir.4 yaşında evlerinin bahçesindeki havuzda oynarken boğulma tehlikesi geçirir.1938 yılında Ergani’de üç ay kadar ilkokul öncesi ihtiyat sınıfına devam eden Sezai Karakoç, 6 yaşındayken ilkokula başladı.
            1939 güzünden 1940 yazına kadar Piran’da(şimdiki Dicle) kaldığı için ilkokul 2. sınıfı orada okumuş, ilkokulu 1944 yılında Ergani’de tamamlamıştır (Okulu 10 yaşında bitirecekken amcazadesi olan bir öğretmenin ısrarıyla, yaşının küçüklüğü bahane edilerek, 4. sınıfa 2 sene devam etmiştir.).İlkokul çağında, babasının da etkisiyle, büyük bir okuma aşkı başlar.Bir antoloji’den Ziya Paşanın, Mehmet Akifin, Tevfik Fikret’in, Ziya Gökalp’in, Süleyman Nazif’in yazılarını, şiirlerini; sonra bir İslam Tarihi kitabının iki cildini okur.İlkokulda, bir okuma kitabından eski yazıyı(Osmanlı yazısını) kendi kendine öğrenir.
            Maraş ortaokuluna parasız yatılı olarak kaydolmuştur.
            1947’de ortaokulu bitirip Gaziantep’te, yine parasız yatılı olarak lise öğrenimine başlar. Gaziantep Lisesi’nden mezun olur.
            Felsefe okumak istediği için İstanbul’a gider.Halbuki babasının isteği ve tavsiyesi İlahiyat Fakültesi’ne devam etmesidir.Kendi imkânlarıyla okuyamayacağını anlayınca, parasız yatılı kısmı bulunan Siyasal Bilgiler Fakültesi Sınavına girer.Sınav sonuçlarını beklerken felsefe bölümüne de kaydını yaptırmıştır.Eğer kazanamazsa felsefe okuyacaktır.       Nihayet Ekim ayının (1950) sonuna doğru sınav sonuçları açıklanır.Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazanarak yüksek öğrenimine başlamıştır. 1951 güzünde yazdığı Yağmur Duası şiiri, Temmuz 1952’de Mülkiye dergisinde yayımlanır.1952 baharında, 19 yaşındayken, Mona Roza(Monna Rosa) şiirinin ilk bölümünü yazar.Şiir, Hisar dergisinin Haziran 1952 tarihli 26. sayısında M. Sezai Karakoç imzasıyla yayımlanır ve büyük bir ilgiyle karşılanır.
            1952 yılında, Siyasal Bilgiler Fakültesi ne devam eder.1955’te, bir yıl gecikmeyle,
            6 Ocak 1959’da, “Sirkeci İnfilakı” diye anılan ve 40 kişinin öldüğü olayda, Karakoç da duvarda asılı duran aynaların üzerine düşmesiyle yaralanmıştır.Sezai Karakoç bu olayın etkisiyle Ben Kandan Elbiseler Giydim Hiç Değiştirsinler İstemezdim isimli şiirini yazar.
            1960 baharında, Sezai Karakoç,  epeydir düşündüğü Diriliş dergisini çıkarmaya başlar.Fakat dergi Nisan ve Mayıs aylarında olmak  üzere ancak 2 sayı çıkabilmiş 27 Mayıs darbesi yüzünden devam edememiştir.
            1960-1961 yıllarında askerlik hizmetini, yedeksubay olarak Ağrı’da tamamlamıştır (Silah altına alınma:01.07.1960, yedek teğmen rütbesiyle terhis: 30.12.1961).
           
İslamın Dirilişi davasında bir yıl, bir ay, on gün mahkumiyet; bir yıl da sürgün cezası verilir.Bir yıllık bu sürgün cezası, İstanbul’da Sultanahmet semtinde kalınmak suretiyle çekilecektir.Yazılar davasında da altı ay hapis cezasın çarptırılır.Ancak bu ceza paraya çevrilir ve tecil edilir.Karakoç için verilen bu mahkumiyet ve sürgün cezaları, Ankara’da memuriyete devam eden Sezai Karakoç’a tebliği edilemediği için, birkaç yıl sürüncemede  kalmış ve 1974’teki genel afla ortadan kalkmıştır.Bu sırada, tayinini İstanbul’a aldıramayınca, Karakoç, devlet memuriyetinden tekrar istifa eder.İstifa ettiği 1973 yılından bu yana hiçbir resmi görev almamıştır.

Devlet, millet ve medeniyet kavramlarına farklı boyutlarda anlam yükleyen Sezai Karakoç’un kırk-bir yıllık ‘Diriliş’ doktrini etrafında düşünsel alanda bir Diriliş Nesli oluşur.



VEDA

 

Silahlara veda

Geceye rüyaya ve sana

Yalnızlığın geyik gözlü köşesinden

Düzenlerin çıkmazına

 

Çizdiğim resmin

Saat kulesi ağlıyor

Ağzım o çeşit yok

Şişe bu çeşit var

 

Sen bir gece gelsen

Güneş doğmasa

Gitmeden yine gelsen

Bu yeni geleni

Bu bize bakanı

Sana bir anlatsam

Güneş doğmasa

Sandıkların içini göstersem sana

Çizdiğim resmin

Yalnızlığın geyik gözlü köşesinde

Bir rafa koyabilsen

Olup biteni ve onları

Sabaha kadar konuşsak

O ürkek ürkek bakanı sana bir anlatsam

Ateşi karı tüfeği çeksem

Ocağa pencereye kapıya

 

Kemana veda

 

Yağmurda şeytan ve şapkası

Silahın ölümünü kutluyorum

 

Tren kaçırmış gibiyim

 

Sana veda 

ÖLÜM VE ÇERÇEVELER

 

Bir lamba yanıyor hafif ve sarı

Garip bir yolculuk, tren ve geyve

Bir hançer bölüyor, ah... rüyaları:

Bir rüya, bir hançer, bir el: ve, ve, ve...

 

Lambalar yanıyor hafif ve sarı

Gece kar yağacak sabaha kadar

Toprakta et, kemik çatırtıları...

Yarı ölüleri bir korku tutar,

Değince bir taşa kafa tasları,

- Ölüler ki yalnız tırnakları var,

Ve yalnız burkulmuş diz kapakları...

 

Bir lamba yanıyor hafif ve sarı,

Esmer delikanlı, hatıra ve kan.

Yeşil gözlü kızın hıçkırıkları,

Sızıyor bir kapı aralığından,

Lambalar yanıyor hafif ve sarı

 

Bir lamba yanıyor hafif ve sarı

Açıyor elini göğe bir kadın

Uzuyor, uzuyor altın saçları

Uğrunda ölünen güzel kızların

 

Lambalar yanıyor hafif ve sarı

Çocuklara açar mağaraları

Güngörmemiş kuşlar ve örümcekler

İlân-ı aşktan dil balıkları

Aşina suları çabuk terkeder.

 

Lambalar yanıyor hafif ve sarı

Bakıyor ateşe, küle böcekler.

Köpekler parçalar kanaryaları

Mektupları bir boz ağaç kurdu yer

Baykuşlar ötüyor harabelerde

Yanıyor lambalar hafif ve sarı.

 

Bir kaza kurşunudur her yerde

Süvarisiz şaha kalkan atları

Bir ruhun ışığı vardır göklerde

Lambalar yanıyor hafif ve sarı

Ötüyor baykuşlar harabelerde.

 

Bir lamba yanıyor hafif ve sarı

Titriyor yıldırım düşmüş gibi yer

Bekledi arzuyla karanlıkları

Anneler, babalar, erkek kardeşler:

Tâ içinden duyar ani bir ağrı

Bir hüzün şarkısı tutturur gider

Anneler, babalar, erkek kardeşler...

 

Lambalar yanıyor hafif ve sarı

Her yatak dopdolu, bir yatak bomboş

Bir neşe şarkısı tutturur gider

Birinci, ikinci, üçüncü sarhoş

Kurşunlar sıkılır göklere doğru

Serçe yavruları havada titrer

Lambalar yanıyor hafif ve sarı...

Bir lamba yanıyor hafif ve sarı

İnce yelkenleri alıyor yeller

Titretir kalpleri ve bayrakları

Gemiden toprağa uzanan eller...

 

Lambalar yanıyor hafif ve sarı

Bir yosun köküne hasret kalacak

Gizli hazineler, su yılanları...

İnce yelkenleri alıyor yeller

Bir lamba yanıyor hafif ve sarı

 

Bir lamba yanıyor hafif ve sarı

Beyaz pelerinli hür tayfaları

Kendine bağlar siyah kediler

Titriyor gönüller ve kara bayrak

Bir yosun köküne hasret kalacak

Gemiden toprağa uzanan eller

Bir lamba yanıyor hafif ve sarı

 

Bir lamba yanıyor hafif ve sarı

Garip bir yolculuk, tren ve geyve

Bir hançer bölüyor, ah... rüyaları:

Bir rüya, bir hançer, bir el: ve, ve, ve...

 

 
HAFTANIN EN İYİLERİ  
   
GÜNÜN ŞİİRİ  
  Son Kraliçe

10 Ekim 1928 İstanbul
10 Mayıs 2008 Milano

Sabah sudan çıkan turkuaz bir kedi gibi doğuyor.
Bugün suskun; içine kapanık boğaz.
Dalgalar uyukluyor uzaklarda,
Çok uzaklarda
Ezan ve çan sesi karışıyor birbirine.
İki ayrı dünya birleşiyor ortak bir nedene.
Onaltı mayıs ikibinsekiz
Köpük köpük yaklaşıyor Süreyya teknesi
Demirliyor Dolmabahçe açıklarına.
Derinlerden;
çok derinlerden bir arya yükseliyor
dünyanın dört bir yanına.
Duymak isteyen kulaklarda
görmek isteyen gözlerde sahne alıyor.
Opera...Opera...Opera...
Karanlıklara vuran ışık
gülümseyerek parlıyor aydınlık gökte.
Eşlik ediyor Yunus Emre oratoryosu
savrulan o ak küllere.
Biliyorum bundan böyle
deniz ve yosun kokuları,
martı çığlıkları
hep seni hatırlatacak
''La Diva Turca''

Umut Engin Deniz
 
HAFTANIN ŞİİRİ  
  NEFES ALMAK


Nefes almak, içten içe, derin derin,
Taze, ılık, serin,
Duymak havayı bağrında.

Nefes almak, her sabah uyanık.
Ağaran güne penceren açık.
Bir ağaç gölgesinde, bir su kenarında.

Üstünde gökyüzü, ufuklara karşı.
Senin her yer: Caddeler, meydan, çarşı...
Kardeşim, nefes alıyorsun ya!

Koklar gibi maviliği, rüzgârı öper gibi,
Ananın südünü emer gibi,
Kana kana, doya doya...

Nefes almak, kolunda bir sevgili,
Kırlarda, bütün bir pazar tatili.
Bahar, yaz, kış.

Nefes almak, akşam, iş bitince,
Çoluk çocuğunla artık bütün gece,
Nefesin nefeslere karışmış.

Yatakta rahat, unutmuş, uykulu,
Yanında karına uzatıp bir kolu,
Nefes almak.

O dolup boşalan göğse...
Uyumak, sevmek nefes nefese,
Kalkıp adım atmak, tutup ıslık çalmak.

Sürahide, ışıl ışıl, içilecek su.
Deniz kokusu, toprak kokusu, çiçek kokusu.
Yüzüme vuran ışık, kulağıma gelen ses.

Ah, bütün sevdiklerim, her şey, herkes...
Anlıyorum, birbirinden mukaddes,
Alıp verdiğim her nefes.

Ziya Osman SABA
 
DÜNYA EDEBİYATI  
  Şair ŞİİR yazan kişi.
Şair kelimesi Arapçadan gelir ve doğaüstü güçlere sahip, meczup, kahin gibi anlamlar da yüklenmiştir.

Günümüzde sadece kitaplar ile değil internet ile de geçmişin usta şairleri ve günümüzün şairleri okuyucularına ulaşmaktadırlar.

Edebiyat akımlarından en sonuncusu serbest şiir akımı iyiden iyiye özgürlükçü şiir ve şair kavramına kavuşmuştur. Şair, gerek insana, gerek doğaya, gerek olgu ve olaylara daha farklı ve duyarlı, sezgisel ve derinlikli bir bir perspektiften bakan; bunu, bu ayrıcalıklı statüsünün bir sonucu olarak, en etkili ve dolaysız ifade biçimi olarak, ahenkli ve yüklü mısralarla dile getiren kişi diye nitelenmiştir..
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol