|
 |
|
YARATAN KORUR DEĞERLİ OLANI |
|
|
|
|
|
 |
|
MAZLUM KENAN KÖSTEKÇİ |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|

MAZLUM KENAN KÖSTEKÇİ
1910 ÇORUM - 1936 ÇORUM
26 yaşında 1936’da veremden ölen Mazlum Kenan Köstekçi'nin edebiyat dünyamıza kazandırdığı
Toplam 28 şiiri var. Her biri bir anıt....
Yirmi yaşında ortaya çıkan bu sinsi hastalık günden güne mazlum' un gençliğini ve sağlığını almıştır... hastalığını tedavi ettirmek için İstanbul heybeliada sanatoryumuna getirirlir,,,
Tedavi burada altı yıl devam eder.. ve bu büyük şair şiirlerini bu hazin hayatından çıkarmıştır, gelmeyen şifa, umutlar, umutsuzluklar şairin şiirlerine konu olmuş ve her biri yıkılmaz bir anıt tır...
Şairi Dr. Nissen ameliyat ettikten bir müddet sonra şair iyileşir gibi olur ve ve Çorum'a dönerler ve burada bir müddet devam eden sağlıklı yaşamı birden fenalaşan bu sinsi hastalığa yenilir 1936 da Çorum Devlet Hastanesinde hayata gözlerini yumar... Babası Süleymen Köstekçioğlu Çorum milletvekilidir...Şairin ZAKKUM ÇİÇEKLERİ adlı ilk ve tek kitabı şairin ölümünden 6 yıl sonra 1942’de babası Süleyman Köstekçi tarafından bastırıldı.
Kitabın önsözünü milletveki arkadaşı aynı zamanda pedegog ve şair olan İbrahim Alaattin Gövsa tarafından önsözü yazıldı.
Ahmet Halit kitap evinde basıldı... İhsan Işık da 10 ciltlik büyük şairler ansiklopedisinde Mazlum Kenan'a geniş yer vermiştir... ve “Şamdan” şiirini ansiklopediye almıştır.
ŞAMDAN
Bileklerimden sarkan sapsarı ellerimi
Gördükçe gözlerime inanmaz oluyorum
Bu hasta yatapımda yıkık emellerimi
Hüzünle düşündükçe boşalıp doluyorum
Bu on sarı parmağı son günüme saklayıp
Camlaşan gözlerimle onlara bakacağım
Son bir hızla ruhumu tepemde kucaklayıp
On kollu şamdan gibi başımda yakacığım.
BAKIŞMANIN ŞİİRİ
Duru ve mat yüzünde gözlerim dolaştı da
Seni çok yakın buldum gönlümde ağlayana
Susayan ruhum sende kaynağa ulaştı da
Kavuştum sende ancak eşsiz bir çağlayana
Körpe genç çizgilerin seçilmişleri sende
En tatlı manaları şen gözlerin taşırlar
Dayanılmaz istekler dinse biraz gelsen de
Kıvırcık kirpiklerin gözünden kamaşırlar
çoğalan bir ateşle suları yarıyorum
Düştüm gözlerindeki deniz derinliğine
Gözleri deniz renklim ah seni arıyorum
Artık kavuştur ruhum beni serinliğine
BİR BAHAR GÜNÜ BEN DE
Baharın tazeliği süslerken yamaçları
Bir şifa ümidini ruhuma sunacağım
Şafağın pembeliği öperken ağaçları
Bu fışkıran bahardan teselli umacağım
En ışıklı bir günde artık bitmiş olarak
Asabi ellerimle saçlarımı yolarak
Bir öksüz çiğdem gibi boynu bükük solarak
Gözlerimi bir bahar gününde yumacağım |
|
|
|
|
|
|
 |
|
HAFTANIN EN İYİLERİ |
|
|
|
|
|
 |
|
GÜNÜN ŞİİRİ |
|
|
|
|
|
|
Son Kraliçe
10 Ekim 1928 İstanbul
10 Mayıs 2008 Milano
Sabah sudan çıkan turkuaz bir kedi gibi doğuyor.
Bugün suskun; içine kapanık boğaz.
Dalgalar uyukluyor uzaklarda,
Çok uzaklarda
Ezan ve çan sesi karışıyor birbirine.
İki ayrı dünya birleşiyor ortak bir nedene.
Onaltı mayıs ikibinsekiz
Köpük köpük yaklaşıyor Süreyya teknesi
Demirliyor Dolmabahçe açıklarına.
Derinlerden;
çok derinlerden bir arya yükseliyor
dünyanın dört bir yanına.
Duymak isteyen kulaklarda
görmek isteyen gözlerde sahne alıyor.
Opera...Opera...Opera...
Karanlıklara vuran ışık
gülümseyerek parlıyor aydınlık gökte.
Eşlik ediyor Yunus Emre oratoryosu
savrulan o ak küllere.
Biliyorum bundan böyle
deniz ve yosun kokuları,
martı çığlıkları
hep seni hatırlatacak
''La Diva Turca''
Umut Engin Deniz |
|
|
|
|
|
 |
|
HAFTANIN ŞİİRİ |
|
|
|
|
|
|
NEFES ALMAK
Nefes almak, içten içe, derin derin,
Taze, ılık, serin,
Duymak havayı bağrında.
Nefes almak, her sabah uyanık.
Ağaran güne penceren açık.
Bir ağaç gölgesinde, bir su kenarında.
Üstünde gökyüzü, ufuklara karşı.
Senin her yer: Caddeler, meydan, çarşı...
Kardeşim, nefes alıyorsun ya!
Koklar gibi maviliği, rüzgârı öper gibi,
Ananın südünü emer gibi,
Kana kana, doya doya...
Nefes almak, kolunda bir sevgili,
Kırlarda, bütün bir pazar tatili.
Bahar, yaz, kış.
Nefes almak, akşam, iş bitince,
Çoluk çocuğunla artık bütün gece,
Nefesin nefeslere karışmış.
Yatakta rahat, unutmuş, uykulu,
Yanında karına uzatıp bir kolu,
Nefes almak.
O dolup boşalan göğse...
Uyumak, sevmek nefes nefese,
Kalkıp adım atmak, tutup ıslık çalmak.
Sürahide, ışıl ışıl, içilecek su.
Deniz kokusu, toprak kokusu, çiçek kokusu.
Yüzüme vuran ışık, kulağıma gelen ses.
Ah, bütün sevdiklerim, her şey, herkes...
Anlıyorum, birbirinden mukaddes,
Alıp verdiğim her nefes.
Ziya Osman SABA
|
|
|
|
|
|
 |
|
DÜNYA EDEBİYATI |
|
|
|
|
|
|
Şair ŞİİR yazan kişi.
Şair kelimesi Arapçadan gelir ve doğaüstü güçlere sahip, meczup, kahin gibi anlamlar da yüklenmiştir.
Günümüzde sadece kitaplar ile değil internet ile de geçmişin usta şairleri ve günümüzün şairleri okuyucularına ulaşmaktadırlar.
Edebiyat akımlarından en sonuncusu serbest şiir akımı iyiden iyiye özgürlükçü şiir ve şair kavramına kavuşmuştur. Şair, gerek insana, gerek doğaya, gerek olgu ve olaylara daha farklı ve duyarlı, sezgisel ve derinlikli bir bir perspektiften bakan; bunu, bu ayrıcalıklı statüsünün bir sonucu olarak, en etkili ve dolaysız ifade biçimi olarak, ahenkli ve yüklü mısralarla dile getiren kişi diye nitelenmiştir.. |
|
|
|
|