Anlatacak bir şeyin yoksa , Dinleyecek çok şeyin vardır, UmutEnginDeniz
YARATAN KORUR DEĞERLİ OLANI  
  BİR DÜNYA ŞAİRİ
  ZİYARETÇİ DEFTERİ
  ZİYARETÇİLERİN SAYISI
  İLETİŞİM
  Surrealizm galeri
  Metafizik galeri
  GOTTFRİED BENN
  MAYAKOVSKİ (1893 - 1930)
  BAHTİYAR VAHABZADE
  LOUIS ARAGON
  SALVATORE QUASIMODO
  JOSE MARTI 1853-1895
  *RAINER MARIA RILKE-1875-1926
  *ATTİLLA JOZSEF
  CZESLAW MILOSZ
  PABLO NERUDA
  PUSKIN
  JUAN RAMON JIMENEZ
  KONSTANTINOS PETROU KAVAFIS
  NECiP FAZIL KISAKÜREK
  NAZIM HİKMET RAN
  FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA
  SEZAİ KARAKOÇ
  CAHİT KÜLEBİ
  SEDAT UMRAN (HOCA)
  ÖZDEMİR ASAF
  FARUK NAFİZ ÇAMLIBEL
  AHMET HAMDİ TANPINAR
  ZİYA OSMAN SABA
  CEMAL SÜREYA
  ORHAN VELİ
  KARL KROLOW
  CRISTIAN MORGENSTERN
  TRISTAN TZARA
  CELAL SILAY
  ATİLLA İLHAN
  CAHİT SITKI TARANCI
  MAZLUM KENAN KÖSTEKÇİ
MAYAKOVSKİ (1893 - 1930)

 
 
 
MAYAKOVSKY , (1893 - 1930)

Tam adi Vladimir Vladimiroviç Mayakovski’dir. 1893de Gürcistanin Bagdatti kentinde dogan Mayakovski, daha 12 yasinda iken, 1905 Devrimi döneminde Çarliga karsi kitlesel eylemlere katildi. Daha sonra 1906da babasinin ölümü üzerine Moskovaya tasindi. 1908 yilinda, 15 yasinda RSDIPne katildi. 1908-1909 yillari arasinda iki kez tutuklandi ve 11 ay hapis yatti. Ardindan 1910 yilinda, lise üçüncü sinifindan ayrilip, resim dersleri almaya basladi ve ayni yil Stroganov Uygulamali Sanatlar Okuluna kayit oldu. Ilk siirlerini burada yazmaya basladi. 1912de yayimlanan Yaygin Begeniye Bir Samari, Rus fütüristlerinin ilk bildirisi izledi. Arkadaslari David Birlik ve Hlebnikov Kroçonukla beraber hazirladigi bildirinin slogani, Puskinler, Tolstoylar Kapi Disariydi.Mayakovski, siirlerini sadece dergilerde yayimlamakla kalmiyor, onlari edebiyat çevrelerinin toplandigi kahvelerde de okuyordu. 1913de Petersburg Lunaparkinda kendisinin sahneye koyup oynadigi Vladimir Mayakovski adli oyunu, Rusya da sergilenen ilk fütürist gösteri oldu. 1915de iki kübist tablosu sergilendi. Pantolonlu Bulut ve Omurganin Flütü iki uzun siiri dünya çapinda taninmasini sagladi.1917 Ekim Devriminden sonra Bolsevikleri destekleyen Mayakovski, devrimin salt politik bir devrim olarak kalmayip, eski sanat anlayisini da kökten yikmasi gerektigini vurgulayarak LEFi (Sol Sanat Cephesi) olusturdu. Sokaklar firçamiz, alanlar paletimizdir slogani ile özetledigi, sanati kitlelere mal etme, sokaga indirme, ülke kültürünü yeniden canlandirmak için sanati kullanma Mayakovskinin basini çektigi Rus fütüristlerinin en belirgin özelligidir. Bu anlayisla, Sovyetlerin sokaklari, meydanlari bu anlayisla sloganlar ve fütürist resimlerle donandi. 1917 Ekim Devriminden sonra bu faaliyetlerinin yani sira, Halk Egitim Komiserliginde görev aldi. Toplum Sanati adli dergiyi yönetti ve tüm Sovyetleri dolasarak siirlerini okudu. 1918de, Devrime Övgü ve Sol Mars adli uzun siirlerini yazdi.1922de LEFin ayni adi tasiyan dergisini çikardi ve yönetti. Bu dergide psikolojizme karsi çikan devrimci bir sanat hareketi olusturmaya çalisti. 1924de Leninin ölümünden sonra Vladimir Iliç Lenin (Lenin Destani) adli agiti yazdi. 1925de Izvestia gazetesinin muhabiri olarak ABD, Meksika, Küba ve Fransaya gitti. Anilarini Amerikayi Kesfetmek adli kitapta topladi. 1927de Yeni LEF dergisini çikarmaya basladi. 1925de kurulan Rus Proleter Yazarlar Birliginin fütüristlere karsi tutumu nedeniyle sekterlikle suçladi.1925 yilinda intihar eden arkadasi Yesenini elestirmesine ragmen, bu intihar olayindan etkilenmis olan Mayakovski, 1930 yilinda 37 yasindayken intihar etti.

  

 
SON MEKTUP
(Şairin cesedinin yanında bulunmuştur)
Hepinize!..
İşte ölüyorum. Kimseyi suçlamayın bundan ötürü. 

Hele dedikodudan,
unutmayın ki, merhum nefret ederdi.
Anacığım, kardeşlerim, yoldaşlarım! 

Bağışlayın beni. İş değil bu, biliyorum (kimseye de öğütlemem),
ama benim için başka bir çıkar yol kalmamıştı.
Lili, beni sev.
Hükümet Yoldaş! Ailem : Lili Brik, anam, kız kardeşlerim ve
Veronika Vitoldovna Polonkaya' dan ibarettir. 

Yaşamlarını sağlarsan, ne mutlu bana..
Bitmemiş şiirleri Brik'lere verin, ne lâzımsa onlar yapar.
"Bir varmış bir yokmuş"
derler hani :
Aşkın küçük sandalı
hayat ırmağının akıntısına
kafa tutabilir mi!
Dayanamayıp parçalandı işte sonunda...
Acıları
mutsuzlukları
karşılıklı haksızlıkları
h a t ı r l a m a y a   b i l e   d e ğ m e z :
Ödeşmiş durumdayız kahpe felekle.
Ve sizler mutlu olun
yeter.
 



 
HAFTANIN EN İYİLERİ  
   
GÜNÜN ŞİİRİ  
  Son Kraliçe

10 Ekim 1928 İstanbul
10 Mayıs 2008 Milano

Sabah sudan çıkan turkuaz bir kedi gibi doğuyor.
Bugün suskun; içine kapanık boğaz.
Dalgalar uyukluyor uzaklarda,
Çok uzaklarda
Ezan ve çan sesi karışıyor birbirine.
İki ayrı dünya birleşiyor ortak bir nedene.
Onaltı mayıs ikibinsekiz
Köpük köpük yaklaşıyor Süreyya teknesi
Demirliyor Dolmabahçe açıklarına.
Derinlerden;
çok derinlerden bir arya yükseliyor
dünyanın dört bir yanına.
Duymak isteyen kulaklarda
görmek isteyen gözlerde sahne alıyor.
Opera...Opera...Opera...
Karanlıklara vuran ışık
gülümseyerek parlıyor aydınlık gökte.
Eşlik ediyor Yunus Emre oratoryosu
savrulan o ak küllere.
Biliyorum bundan böyle
deniz ve yosun kokuları,
martı çığlıkları
hep seni hatırlatacak
''La Diva Turca''

Umut Engin Deniz
 
HAFTANIN ŞİİRİ  
  NEFES ALMAK


Nefes almak, içten içe, derin derin,
Taze, ılık, serin,
Duymak havayı bağrında.

Nefes almak, her sabah uyanık.
Ağaran güne penceren açık.
Bir ağaç gölgesinde, bir su kenarında.

Üstünde gökyüzü, ufuklara karşı.
Senin her yer: Caddeler, meydan, çarşı...
Kardeşim, nefes alıyorsun ya!

Koklar gibi maviliği, rüzgârı öper gibi,
Ananın südünü emer gibi,
Kana kana, doya doya...

Nefes almak, kolunda bir sevgili,
Kırlarda, bütün bir pazar tatili.
Bahar, yaz, kış.

Nefes almak, akşam, iş bitince,
Çoluk çocuğunla artık bütün gece,
Nefesin nefeslere karışmış.

Yatakta rahat, unutmuş, uykulu,
Yanında karına uzatıp bir kolu,
Nefes almak.

O dolup boşalan göğse...
Uyumak, sevmek nefes nefese,
Kalkıp adım atmak, tutup ıslık çalmak.

Sürahide, ışıl ışıl, içilecek su.
Deniz kokusu, toprak kokusu, çiçek kokusu.
Yüzüme vuran ışık, kulağıma gelen ses.

Ah, bütün sevdiklerim, her şey, herkes...
Anlıyorum, birbirinden mukaddes,
Alıp verdiğim her nefes.

Ziya Osman SABA
 
DÜNYA EDEBİYATI  
  Şair ŞİİR yazan kişi.
Şair kelimesi Arapçadan gelir ve doğaüstü güçlere sahip, meczup, kahin gibi anlamlar da yüklenmiştir.

Günümüzde sadece kitaplar ile değil internet ile de geçmişin usta şairleri ve günümüzün şairleri okuyucularına ulaşmaktadırlar.

Edebiyat akımlarından en sonuncusu serbest şiir akımı iyiden iyiye özgürlükçü şiir ve şair kavramına kavuşmuştur. Şair, gerek insana, gerek doğaya, gerek olgu ve olaylara daha farklı ve duyarlı, sezgisel ve derinlikli bir bir perspektiften bakan; bunu, bu ayrıcalıklı statüsünün bir sonucu olarak, en etkili ve dolaysız ifade biçimi olarak, ahenkli ve yüklü mısralarla dile getiren kişi diye nitelenmiştir..
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol